19 Eylül, 2008

Delikanlı


   Terentyev
*  “18 yaşımda beni sokağa atıvermelerini istiyordum canı gönülden. Evsiz, işsiz, bir lokma ekmeksiz, akrabasız, bu kocaman kente tek bir tanıdığım olmadan, ezilmiş durumda, ama sağlığımı yerinde bıraksınlar.”

Dostoyevski
(Budala sf=> 69)
Cilt:2
(2002)

  Yukarıdaki satırları ajandalarımdan birinin dokuz eylül tarihli sayfasına aynen bu şekilde not ettiğimde ben de on sekiz yaşımdaymışım, iki bin iki yılında. Hatırlıyorum, o zamanlar bütün içtenliğimle ben de aynı şeyleri hissediyordum. Bir yerlere ait olmadan yaşamaya başlayınca aynı şeyleri hissedememek ne kötü…

  Günün büyük bölümünü okumaya ayırıyordum o yaşlarımda. Sınırlarım yoktu. Zihnim –şimdi hissetmediğim kadar- berraktı. Budala’dan (H)İppolit Terentyev’dim ben. Kadın Budalası’ndan Pavel Pavloviç’tim.

  Ama en çok Dolgorukiy idim. Tüm benliğimle, iliklerime kadar öyleydim. Dünyada bir “delikanlı” varsa, o bendim. Belki eskiden yazdığım birçok şey geçerli değil artık. Ancak ben hala Dolgorukiy’im. Aşağıdaki ve benzeri birçok cümleyi aynı kitaptan defterime not ettikten sonra, hayat hiçbir zaman eskisi gibi olmadı benim için.


***
  “Küçük önemsiz şeylerde küçüğümdür ama, büyüklerde böyle değilim. Küçük sabırsızlıklara çoğunlukla gücüm yetmez. Oysa büyüklerine her zaman yetmiştir. Sabahları daha işe gitmeden annem sabah kahvemi önüme biraz ılık getirse köpürüyor, ağzımı bozuyorum. Öte yandan, bir ay midesine kuru ekmek ve sudan başka bir şey gitmeyen de benim.”
(sf=123)

   “Evet içe kapanığımdır. İnsanlardan kaçarım. Toplumdan çıkmayı sık sık isterim. Belki insanlara birtakım iyilikler ederdim bile, ama onlara iyilik etmemi gerektirecek bir nedenin olmadığını görürüm çoğunlukla.”
(sf=125)

   “Özellikle akşamları yorganımın altına girdiğimde çevremde dönüp dolaşan, konuşmalarıyla beni rahatsız eden insanlardan uzak, tam bir yalnızlık içinde kendime bambaşka bir dünya yaratmaya koyulduğum anlarda MUTLUYDUM.”
(sf=127)

   “… onların hiçbir zaman anlayamayacakları bir şeyde de ben haklıydım”
(sf=196)

   “… içinde ancak dönebileceğim bir köşe arıyordum ben…”
(sf=210)

   “… kişinin yöresindekileri eğlendirmek için duygularını ikide bir dışarı vurmasının ayıp olduğuna inanıyorum.”
(sf=271)

***  

.

1 yorum:

  1. “Evet içe kapanığımdır. İnsanlardan kaçarım. Toplumdan çıkmayı sık sık isterim. Belki insanlara birtakım iyilikler ederdim bile, ama onlara iyilik etmemi gerektirecek bir nedenin olmadığını görürüm çoğunlukla.”

    dostoyevski insanın kendi içindeki yalnızlığının koyu renkli bir mutluluğa varabileceğinin anlatımının kuramayacağım cümleleriydi benim için;
    alıntılarına baktığımda "içine kaçanların" sadece bir tek kendilerinin anlayabileceklerinin anlatımını okudum yeniden.
    dostoyevski'yi yazan birine rastlamak da güzel.
    hiç yılmadan her yaşta yeniden insanın yalnızlığını anlamdıracak nice okulamar dilerim.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Web Analytics